Blog

Sandalye Tarihi

Sandalye, sırt dayanabilen, bir kişi için tasarlanmıştır. Antik Mısır’ın 3. hanedanlığından kalma en eski mobilyalardan biridir

Mısırda ilk yapılan sandalyelerde bacaklarının hayvanlarınki gibi şekillendirilmesi yaygındır. Koltuklar, ahşap olarak fitilli veya tabak şeklinde (boşluklu) ve bir yastık veya minderle kullanılıyordu.

Antik Yunan klizosu(sandalyesi) bir zamanlar en şık koltuk tasarımlarından biri olarak düşünülmüştü.

Fitilli kordonun koltuğu, keskin kavisli kılıç şeklinde bacaklar üzerinde desteklendi, ayaklarına doğru incelmişti.

Vücuda uyacak şekilde kıvrılmış olan yatay arka ray üç dikeyle desteklenmiştir.

X şeklinde bir çerçeveye oturtulmuş bir sandalyesi olan makas sandalyesi veya X sandalyesi, en azından Roma dönemine dayanıyor.

Özellikle Batı Avrupa’daki 14. ve 15. yüzyıllarda popüler olmuş ve Rönesans döneminde İtalya’da büyük zarafet yaşanmıştır.

Rönesans sandalyeleri iki ana çeşittir: Kolayca taşınabilecek kadar hafif olanlar ve bir hanenin ileri geleni ya da diğer önemli insanların kullandığı ağır tahtı andıran sandalyeler.

Erken zamanlardan beri kullanılan sandalyeler (torna tezgahlarında şekillendirildi), şu sıralar en özenli şekillerine ulaştılar; çerçeveleri sıralı direkler ve iğlerden oluşuyordu. 16. yüzyılda birçok sandalye tasarımı döşemesine bağlıydı. Anahatta kare olan bu tipte, bir çift dikey gerilmiş kadife bir şerif veya saçaklı deriden bir sırta sahipti.Malzeme büyük başlı pirinç çivilerle yerine tutturuldu.

  1. yüzyılda çok sayıda oyma sandalyeler üretildi.

İtalya’da birçok mobilya parçası heykeltıraşların çalışmasıydı, bunların en önemlileri Andrea Brustolon idi. Onun süit sandalyeleri şuan Venedik’teki Ca ‘Rezzonico’da. Budaklı ağaç gövdeleri ve dallarından oyulmuş kollar ve bacaklar, sandalye kollarını destekleyen abanoz ağacından siyahi oğlanlar onu zirveye taşıdı.

 

Fransa’da 16. yüzyıl sandalyelerinin kare çizgileri kademeli olarak daha lüks dolgulara ve oymalarla biten kollara veya hayvan kafalarına dönüştü. XIV. Louis döneminde mobilyalar daha da görkemliydi.

Sandalyenin sırtları daha da yükseldi ve eğimli üstleri vardı, kollar bazen döşeniyordu, koltuklar daha genişti ve ahşap oymalar ince oyulmuş ve yaldızlanmıştı veya boyalıydı.

Amerikalı mobilya yapımcıları, bazen 17. yüzyılın sonlarından itibaren İngiliz stillerinin basitleştirilmiş sürümlerini uyarladılar. Windsor sandalyeleri 18. yüzyılın sonlarında özellikle popülerdi ve İngiltere’den daha büyük bir dereceye kadar geliştirildi.

1760’lı yıllardaki Neoklasik Hareket, İngiltere ve Fransa Avrupa için modayı belirleyen düz ancak daha narin çizgilere dönüş getirdi. Düz çizgili ve seddinli bacaklar ve kare, oval veya kalkan şeklindeki sırtlar moda oldu.

Regency döneminin en şık İngiliz sandalyeleri ve İmparatorluk dönemindeki Fransız sandalyeleri Yunan klizolarının kılıç bacağını uyarladı. 1789 Devriminden sonra Fransız sandalyeleri daha basit ve daha sade idi. İngiltere ve Fransa 19. yüzyılın çoğunda başkanlık modalarına egemen olmaya devam ettiler, ancak stiller büyük oranda önceki döneminkilerden uyarlanmıştı.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra mimar ve tasarımcı Marcel Breuer, sürekli boru şekilli bir şeritten yapılmış bir çerçeveyle konsol bükülmüş ilk boru şekilli çelik sandalye geliştirdi. Ludwig Mies van der Rohe’nin 1929’daki Barselona koltuğuna hafifçe kavisli çelik destekleri ve düğmeli deri döşeme ile modern bir klasiktir. İsviçreli bir mimar olan Le Corbusier, Finn Alvar Aalto gibi lamine lamine bükme tahtaları denedi. Amerikalılar Charles Eames ve Ray Eames ile Fin Eero Saarinen tarafından kalıplanmış formlar kontrplak ve plastikte tüm sandalyelere kadar genişletildi. 20. yüzyılın sonlarındaki gelişmeler arasında lambri sandalyesi ve şişme plastik bir sandalye vardı.

SANDALYENİN 4000 YILLIK ÖYKÜSÜ

Sandalye binlerce yıl önce kullanıma girdi. Sandalye tasarımı, sanılanın aksine basit değil zordur ve yanlış tasarlanan sandalyelerde oturmak rahatsız edicidir. Sümerler Döneminde Sandalyeler Çok Sadeydi Sandalyenin, 6500 yıl öncesine uzandığını gösteren kanıtlar var. Bilinen en eski kanıt, M.Ö. 4500 civarında kilden yapılmış bir heykelciktir. Heykelcik, dört bacaklı ve arkalığı olan bir sandalyede oturan insan figürüdür. Sandalye kullanan ilk topluluğun Sümerler olduğu; heykel, kabartma ve mühürlerde görülmektedir. Sümer sandalyelerinin bazıları tabure şeklinde bazıları ise arkalıklı ve kolludur. Sümer sandalyeleri basit ve süslemesizdir. Heykel ve kabartmalar incelendiğinde sandalyede oturanların; tanrılar, kral veya üst düzey insanlar olduğu görülür. Sümer tanrılarından biri sandalyede oturuyorsa kral ayaktadır, kral sandalyede ise diğer insanlar ayaktadır. Sandalye, krallar için taht, yöneticiler için “Makam Koltuğu” idi. Sandalye statü sembolü olduğu için halk tarafından değil üst makamlarca kullanılırdı. Mısır’da sandalye, firavun ve ailesi veya üst düzey görevlilerce kullanılırdı. Firavunların tahtı arkalıklı, kollu ve altın süslemeli olurdu. Tutankhamun’un tahtı, altından yapılmış aslan başları ve altın kaplı figürlerle doludur. Hitit krallarının tahtları basit sandalyelerdir. M.Ö. 715’te Neo Hitit krallarından biri olan Barrakib’in tahtı ise süslüdür. Sümer kralı Gudea, sandalye formundaki tahtında (M.Ö. 2140-2124) 2 (Metropolitan Müzesi, New York) Yunan, Roma ve Kıta Avrupası Sandalyeleri Yunanistan’da M.Ö. 500-450’den kalan rölyeflerde, sandalyede oturan insan figürleri vardır. Kavisli bacakları ve arkalıkları olan Klismos adlı bu sandalyeler, üst düzey kişilerce kullanılırdı. Parthenon Tapınağı’ndaki kabartmalarda ise Yunan tanrısı Zeus, kanatlı sfenkslerle süslü bir sandalyede oturur. Roma döneminde sandalyeler, genellikle mermerden yapılırdı. Üst tabakanın sandalyeleri sfenkslerle süslenirdi. Generaller ve üst düzey politikacılar açılır kapanır ahşap sandalyeleri tercih ederdi. Bu sandalyeler genellikle fildişi süslemelerle bezenirdi, ayaklar kavisliydi ve arkalıkları olmazdı. Kıta Avrupası’nda sandalyeler Yunan ve Roma modelleri 3 Modernite Sonrasında Tasarlanan ve 50 Milyon Adet Satılan Sandalye Galileo, 1610’da teleskobuyla gökyüzünde gördüklerini kitabında açıklayınca dünyanın gidişi değişti. Onun gördükleri, Aristo’nun yazdıklarından farklıydı. Galileo’nun teleskobu, Aydınlanma Çağı’nın yolunu açtı. Avrupa’da 17. ve 18. yüzyıllarda gelişen Aydınlanma Çağı, geçmişin varsayımlarını terk edip moderniteye geçişi sağladı. Modernite ise bireysel ve toplumsal yaşam alanlarında yenilikçiliğin ve dönüşümün önünü açtı. İnsanları aydınlatan kanaat önderleri sayesinde, yenilikçi fikirler ve teknolojik gelişmeler hızlandı. Bu dönüşüm, günlük yaşamı ve mobilyaları da etkiledi. Mobilyalar çeşitlenip ucuzlayınca halkın erişebileceği sandalyeler yapıldı. İngiltere ve Fransa’da, Lükens Ayak denilen ve günümüzde de çok kullanılan bir sandalye ayağı ortaya çıktı ve yaygınlaştı. Bu modelin benzerleri daha önce kullanılmıştı, ancak 1700’lerde yaygınlaştı. Lükens Ayak, “S” şeklindedir ve üst kısmı kalın altı incedir. Üstte dışa doğru bükülür, sonra içe döner ve en altta tekrar dışa bükülür. Bu model, zarif ve ucuz sandalyelerin yapılmasını sağladı ve dünyaya yayıldı. Hidrojen gazını keşfeden İngiliz bilim adamı Lord Cavendish de 1700’lerin sonunda Lükens ayaklı sandalye ve kanepe takımı yaptırmıştı. Sandalye üretiminde en önemli gelişme, 1859’da oldu ve M. Thonet adlı mobilyacı “No. 14 Sandalye” adlı modeli üretti. Thonet, su buharıyla yumuşattığı ahşapları bükerek yaptığı 6 farklı parçayla, bu zarif sandalyesini üretti. Bu sandalyeden, 1930 yılına kadar 50 milyon adet satıldı. Sultan Abdülmecit, Dolmabahçe Sarayı’na Thonet’in sandalyelerinden satın aldırtmıştı. Fransız tasarımcı Le Corbusier bu sandalye için “Hiçbir zaman daha iyi, daha zarif, daha temiz işçiliği olan ve bu derece pratik bir obje tasarlanmadı” demişti. 4 Thonet’in 1859-1930 arasında 50 milyon adet satılan efsanevi No. 14 Sandalye’si Sandalye ve Koltuk=Tasarımı En Zor Mobilyalar İnsanların yarıya yakını, bir tür bel ağrısı çeker. Ağrıların önemli bir kısmının nedeni kötü tasarlanmış sandalyede oturmaktır. Omurganın bel bölgesindeki 5 omur; L1, L2, L3, L4 ve L5 olarak anılır. Kötü sandalyede oturanların özellikle L4 ve L5 omurları zedelenir. Bu iki omur arasındaki diskte oluşan fıtığa, L4-L5 disk hernisi denilir. Bel ve karın kasları omurgayı korse gibi destekler ve aşırı yük binmesini önler. Kötü tasarlanmış bir sandalyede uzun süre oturmak, omur ve diskleri zedeler. Bunu önlemek için iyi tasarlanmış sandalye kullanmak, sıkça pozisyon değiştirmek ve bel bölgesi kaslarını güçlendirmek gerekir. Her insanın boyu ve sandalyede yaptığı iş farklı olduğu için herkese uygun bir sandalye tasarlanamaz. Ortalama diz yüksekliği, ortalama üst bacak uzunluğu gibi ortalama ölçülere uygun sandalye tasarımları vardır. Çalışma sandalyesi ve genel amaçlı sandalyeler farklı tasarlanır. Çalışma sandalyelerinde oturma süresi uzundur ve sandalye farklı kişilerce kullanılır. Bu nedenle çalışma sandalyelerinin; sırt yüksekliği, bel aralığı ve oturma derinliği ayarlanabilir şekilde tasarlanır. Son yıllarda fiziksel rahatlık daha çok akıllı malzemelerle sağlanıyor, sandalye ölçüleri ve açıları konusunda pek tartışma kalmadı, fiziksel ergonomi doygunluğa ulaştı. Günümüzde akıllı malzemeler ile uzun oturma rahatlığı, terlemeyi önleme, rahat yer değiştirme gibi özelliklerle konfor artırıldı. 5 İyi sandalyeler, yaşlıların zorlanmadan oturup kalkmalarına olanak verecek şekilde tasarlanır. En iyi sandalye, varlığını hissettirmeyen sandalyedir. Prof. Dr. Ural Akbulut ODTÜ Kimya Bölümü

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir